24 Şubat 2010 Çarşamba

Rüya Tatil

Şimdi sıra size süpersonik tatilmizi anlatmakta. Yazıyı Ezgi olarak yazacağım çünkü ikimizden de ayrı ayrı dinlemeniz gereken şeyler var!

Her neyse! Başlıyorum!!!
Öncelikle ben heyecandan uyuyamamıştım hiç. Her şeyi planlama delisi olduğum için, hiç bilmediğim bir yere gitmek takdir edersiniz ki benim için biraz ürkütücü oldu.
Sabahın köründe kalktık, uçağa doğru yol aldık. Biz uçağa binerken yağmur yağıyordu, hava da soğuktu. Ancak Antalya! İşte o anda isyan ettim, sırf bir şehir daha güneyde diye nasıl daha sıcak olma hakkına sahip oluyor anlamıyorum. Benim için yolculuk biraz tatsız geçmişti, kazandığımızı öğrendikten 10 dk sonra ayağımı fena halde burkmuştum.
Bizi Akka'nın şöförlerinden biri karşıladı, gayet güleryüzlü, çok şık bir bey. Uçağımız 1 saat rötar yapmıştı, diğer çiftimiz Gabriela ve Özgür arabada yüzyıllardır bekliyor gibilerdi (: Sonra İlker'ler geldi ve heyecanla otele hareket ettik. Sağolsunlar bir eczanede durup bana bandaj alma nezaketini göstere bir şöförümüz vardı.
Otel Beldibi'ndeymiş. Yaklaşık yarım saatlik bir yolculuk yaşadık.


Bizi bu güzel holde Genel Müdür başta olmak üzere, bize bütün tatil boyunca yardım eden Tatyana Hanım ve gelmeden telefonda konuştuğumuz Alev Hanım karşıladı. Yorgunluğumuz yüzlerimizden okunacak ki, hemen odamıza gittik Tatyana Hanım bize eşlik etti.

İkinci şokumuzu odaya girer girmez yaşadık!



Bu komik süpriz, bize yorgunuzdur diye odaya getirilecek kahve ve atıştırmalık bi şeyler arasında ne tercih ederiz diye sonra Tatyana Hanım'ı dinlememi imkansız hale getirdi. Ben şok olmuş yere bakıyordum, Çağrı gülme krizine girmişti, bir yandan da dinlemeye çalışıyorduk.
Tortop'lar tarafından gönderilmiş muz kabuklarına kanmadık! Bilmenizi isteriz. Bu azimlerini kutluyor, umarım Mart'ta yapılacak yarışma her neyse kazanmalarını diliyorum. Nihohoh! İntikamımızı almayacak değiliz hani!

Bu arada oda da oda hani...


Her şey düşünülmüş bu mükemmel odayı görünce "Oh be her şeye değdi" dedik. Dalga sesleri ve şahane deniz manzaramız eşliğinde kahvemizi ve kruvasanları kırp kırp yedik. Bütün gün uyumamamın yorgunluğu mu? Odaya girer girmez geçmişti!


Bir süre oda keşifi yaptıktan sonra ne yapsak diye düşünürken aşağılara bir inelim dedik, baktık öğle yemeği zamanı gelmiş, bakındık etrafa.



Otel kış sezonu olmasına rağmen durmadan çalışıyor. Yemekler mükemmel, çeşit çokluğundan aklınız karışıyor zaten. Akka'yla ilgili bilinçsiz olarak aynı şeyi dedik Çağrı'yla. İşlerini çok iyi biliyorlar ve belli ki seviyorlar.
Otel keşifi sırasında öğrendim ki, sırf ben "odalarda wireless var mı" diye sordum diye sadece lobide olan bağlantıyı odalara da taşımışlar. Eee sosyal medya yolu ile gelen insanlar için de kaçınılmaz bir şeydi internet.
Yalnız şöyle bir şey vardı ki; Blogspot, Ekşisözlük , DeviantArt gibi sitelere erişim sağlanamıyordu. Bu da bizim gün gün blog yazma planımızı suya düşürdü. Bunu belirttiğimizde Genel Müdür her ne kadar derhal arasa da bu işlerle ilgilenen arkadaşı, kendisi izinde olduğu için yardımcı olamadı diye düşünüyoruz.
Yegane eleştirimiz buydu. Ayrıca blogspot, ekşi sözlük düşman değil aa yapmayın (:

Konumuza geri dönersek, ne yapalım derken öğrendik ki bize hediye olarak hamamda kese ve sonrasında masaj hediye ediyorlarmış. Ayaklarımızı popomuza vura vura koştuk hemen Spa Merkezine.
Yolda Tatyana Hanım'a uğradık, bize yarın sabah odamıza gelecek olan kahvaltıyı! nası arzu edeceğimizi sordu. Haa ayrıca şahane bir davetiye verdi, sevgililer günü özel yemeğimizin davetiyesi. Size işlerini biliyorlar derken dalga geçmiyordum!



İşte bu adam tatilimizin önemli bir noktasıydı. Kendisi bizi her yerde bulup fotoğraflarımızı çekmeye hayatını adamış, azimli bir paparaziydi. Hatta o kadar adamıştı ki, gitiğimiz yerleri ona haber vermeyince kızıyordu. Tabii ki Spa Merkezi'nde de bizi yakaladı. Hatta Çağrı kaçabileceğini sandı, ama yakaladı... Ve sıra kese ve masaja geldi. Aman tanrım...


Makine nem alınca delireceğinden korkup oralarda fotoğraf çekemediğimiz için temsili bu fotoğrafla sözüme başlamak isterim. Arkadaşlar, ben ben olalı bu kadar iyi hissetmemiştim kendimi. İstanbul çok kez hamama gittim, çok da sevdiğim bir olaydır. Hatta bir otelin hamamı ne kadar güzel olabilir ki diye de bilmeden laf attım.
Önce havuza girdik, kese ve masaja daha vaktimiz vardı. 2 yıldır büyük su görmemiş olan ben için bir cennetti. Duşa girip gözlerini kapatarak kendini denizde ve havuzda hayal etmek bir yere kadar çünkü. Havuzları pek derin olmasa da insana istediği tatmini veriyor.
Hamam vaktimiz geldi, gittik terledik (: Sonra kese için vaktimin geldiğini söyledi bir kadın (kadın demek ayıp değildir, çok severim) Ben de kendisine ayağımın çok kötü durumda olduğunu, bana kese yapacak insana iletmesini söyledim. Çünkü kendisi bir Rus'tu.
Sürekli içimde bir korku vardı, dediğimi unutup kesin harcıcak diye düşündüm ayağımı. Ama tam tersine ikiletmediler. Ve yaptığı kese o kadar iyi geldi ki! Topallayarak girdiğim Spa Merkezi'nde yürüyerek çıktım.
Hamamın kesesi ne kadar iyi olur ki'ye gelelim. Bana kese yapan insanın bu konuda eğitim aldığı o kadar belliydi ki! Gıdıklamadan, hatta çok garip ama büyük bir şevkatle yaptı bütün keseyi. En tatlısı, bitince kaldırdı beni, yukardaki fotoğraftaki yere götürdü. Yatırdı, üstümü havluyla örttü ve gitti.
Öyle bir yer düşünün ki her şey sizin rahatlamanız üzerinde kurulu. Loş ışık, dinlendirici ama içinizi baymayan müzikler... Hayattan artık hiçbir beklentim yokkken masaj için geldiler.
Odaya gittik... Düşünüyorum nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum. Mükemmeldi! Klasik masaj böyleyse diğerlerini bilemiyorum bile. Arada Çağrı'yı dürtüp "bak şu hareketi iyi öğren, sonra isticem" diyesim geldi ama yazık şimdi çocuğa diye bi şey demedim.

Sizi yumuşacık bir bulut haline getirdikten sonra bittiğini söylüyorlar, sanıyorlar ki yürüyebilirsiniz, hayati fonksiyonlarınızı yerinize getirebilirsiniz. Ama ne mümkün!
Bir bulut olarak çıktık, zaman ve yer kavramımızı kaybettik, odamıza bunu sindirmeye gittik.


Akşam şahane bir yemekten sonra odalarımıza çekildik ve 8 buçukta uyuduk! Gerçi ben 2de uyanıp sabah 7'ye kadar çalıştım. Deniz havası yaramıştı ne de olsa, bir enerji vardı üstümde.
Sabah uyandığımda kahvaltım yatağımın hemen yanındaydı.


Akka'da birçok şey yapıyorsunuz ama zaman bir türlü geçmiyor. İnanılmaz güzel bir özellikti bu (: Kahvaltımızı yaptık, biraz oteli gezelim dedik. Kedi evine ve sahile gittik. Sahilde çok güzel bir köşe vardı. Solunda kalıyor, kitap okuma yeri gibi. Doluydu orası gittiğimde, çok içimde kaldı orada keyif yapmamak.
Öğlen yemeğinden sonra hep beraber bir kahve içelim dedik. Lobinin arkasındaki baldakene geçtik.


Sonra Gabi'nin şahane projesine katıldık. Şu siteden ulaşabileceğiniz proje şöyle; yemek bilmediği için bütün şeflerden kendisine bir yemek göstermesini rica ediyor Gabriela. (: Akka'nın şefi de onu kırmadı, mutfağını 3 kıza ve onların fotoğraflarını çeken sevgililerine kapıları açtı. Söylemeden geçemicem, baş şefle el sıkışmadan el kası yapmanızı tavsiye ederim zira kendisi çok kuvvetli. Ellerimizi sıktıktan sonra 10 saniye kendimize gelemedik (: Şef bize lahana sarması ve piliç emense öğretti. Tavuğu 10 dkda yapıp 1 dkda tükettik.
En güzeliyse, yaptığımız lahanaları akşam yediğimiz yemekte görmek oldu. İşlerini biliyorlar derken boşa konuşmuyorum burada (:



Akka'da yapacak şey çok! Bu sefer de saunaya gittik, oranın da bir miktar keyfini çıkardık. O kadar sıcaktan jakuziye girmek bile serinletti. 6 görgüsüz olarak jakuzide şampanya içerek, Amerikan filmlerine athıfta bulunduk.
Odamıza geri döndüğümüzde bizi bir not kartı bekliyordu, Alev Hanım yarın için araba zamanımızı soruyordu. Çok şık bir kart içinde gelmesine çok mutlu olduk (:

Vee beklenen yemek, biz pek Akka'nın beklediği gibi romantik çiftler çıkmadık. Bütün masaları birleştirttik, birlikte yedik yemeğimizi. Ben ki hayatımda somon ve balık yiyen biri değilim, bana lüp lüp yedirtti bütün yemekleri. Harikaydı hepsi. Sevgililer günü için çok hoş sürprizler de yapmışlar, yemeklerin bazı yerleri kalp şeklindeydi. Şaraplarımızla eşlik ettik yemeğe.




Bütün yemekler olağanüstüydü, geceye bizim odada hep beraber şampanyalarımızı içerek devam ettik.


Ertesi gün, biraz hüzünlüydü. Gabriela ve Özgür sabahtan gitti, biz öğlen bir arkadaşımızın evine uğrayarak gezimizi sonlandırdık. Bizi havaalanı dışında olsa bile gideceğimiz yere kadar bırakma nezaketini gösteren şöförümüze de sevgiler!
Bize bu şahane tatili yaşatan Akka Hotels'e çok çok teşekkürler. Onlar sayesinde ikimiz için de inanılmaz bir enerji deposu bulmuş olduk. Ve tabii bizi destekleyen herkese tekrar tekrar teşekkür!
Akka hayalimde burkuk ayağımı iyileştiren ve bana annemden daha iyi bakan bir yer olarak kalacak (:

17 Şubat 2010 Çarşamba

404!


İşte efsane post burda (: 404 layk ve 1000 küsür yorumla bu yarışmayı birinci bitirdik.
Hepinize tekrar tekrar teşekkürler! Sayenizde rüya gibi bir tatil geçirdik.
Onla ilgili bir yazıyı da daha sonra sizinle paylaşacağız.

9 Şubat 2010 Salı

Sona yaklaşırken

Yarışmanın bitmesine bir gün kala, güne 385 "like"la başladık :) Bize destek vermek isterseniz buraya tıklayarak ilgili post'a gidebilirsiniz.

İki gün önce Anıl'ın Akka Koridorları animasyonunun ikinci bölümünü yapmaya başladık ve ikinci bölüme ait bir fragman yayınladık. Normal şartlar altında bölümün dün hazır olması gerekiyordu; ama sanıyoruz ki yarını bulacak hazırlanması.

Bunun dışında, Facebook grubumuz da 61 kişiye ulaşmış bile!

Hepinize desteğiniz için tekrar tekrar teşekkürler!

7 Şubat 2010 Pazar

Akka Koridorları Fragmanı!





Merebeler!
Bugün 7. gün! Sayımız 367, eğlenceler bütün hızıyla devam ediyor (:
Bizi destekleyen herkese çok çok teşekkürler! Son 2 gündür bizi yabancı Friendfeed kullanıcıları da desteklemeye başladı. Hatta o kadar tatlılar ki, "Bundan daha iyisini yapabiliriz" yazıp destekçi sayımızı bir hayli arttırdılar (: Çok çok teşekkürler!
Onun dışında biz de durmuyoruz, Anıl'ların çektiği filmin 2.sini çekicez ama önce bi fragman hazırladık. Kendisine şurdan ulaşabilirsiniz,
http://vimeo.com/9264225

Stop motion denemelerimize devam ediciiiz. Herkese sevgiler saygılar!
Like linki.

5 Şubat 2010 Cuma

Günün Özeti!

Selam!

284 kişi başladığımız güne, 328 kişilik koskoca bir ekip olarak devam ediyoruz (: İnanılmaz desteğiniz için çok çok teşekkürler! Yukardaki yorumda Akka'nın da dediği gibi, yorumlarımız da neredeyse 1000'e ulaştı. Ama henüz sevinmek için çok erken, zira halihazırda koca bir 5 gün var önümüzde, bizi desteklemeye devam ederseniz çok mutlu oluruz (:

Pek şeker destekçilerimiz Anıl ve Ozan Tortop'un şirin animasyonu "Akka koridorlarında"yı, stop motion olarak yeniden çekiyoruz. Altta ilk görselimizi görebilirsiniz.

Desteğiniz için tekrar teşekkürler, yarışma sonlanana kadar bizi yalnız bırakmayın ^^

Son olarak link'imizi bir kez daha hatırlatalım: o link


4 Şubat 2010 Perşembe

Taklitlerimizden Kaçınınız...

Yine güzel bir gün! Ama yeni destekçilere ihtiyacımız yok değil. Biz çok eğleniyoruz bu süreçte ama insanları sıkmak da istemiyoruz. Umarım like verdikten sonra hide ediyorsunuzdur (: Başınızı ağrıtmak istemeyiz. Destekler devam ediyor, sevgili Anıl bizi çizdi (: Altaki de onun, animasyon filmimizin bir karesi (:
Bugün DeviantArt'a, Ekşisözlük'e entryler yazdık. Elimiz kolumuzun uzun olmasının avantajlarını yaşıyoruz aslında.
Son 6 gün! Artık bitse de gitsek hehe.
Desteklerini hala bekliyoruz! Buyrun linkimiz.

3 Şubat 2010 Çarşamba

Ortalık Karışıyor!!


Yarışmaya katıldığımızda bir rakibimiz vardı aslında. Sonra arttı sayısı tabii.
Aralarında bize takılan pek sevimli bir çift bile var. Tortop'lar bizi desteklemek ve kösteklemek arasında o kadar çok gelip gittiler ki, ne yapacağımızı bilemedik (: Aslında hala devam ediyorlar hehe.
Sürekli feed'imize gelip bize sevimli tehditler yağdırıp feedi yukarlara taşıyorlar (: Evet biraz tezat değil mi? Önce bizi birinci olucaz diye sevmediler. O kadar eminler ki birinci olucağımıza yan odamıza gelip her türlü işkenceyi yapacaklarmış bize (: Gürültü yapıp bizi huzursuz edeceklermiş, havuzda su atıcaklarmış, bi de en son darbe olarak kapımıza muz kabuğu koyacaklarmış!
Birinci olmamızı da en çok bunları yapabilmek için istiyorlarmış (: Bizim için küçük bir animasyon bile yaptılar. Animasyonu aşağıdaki feed'ten izleyebilirsiniz (:
Animasyon Feedi

Tortop çiftine de başarılar diyor, Facebook grubumuzdan bahsetmeye geçiyoruz (:
Baktık ki herkes bizim gibi Friendfeed delisi değil. Günlük olarak kontrol etmiyor, dedik ki, bir Facebook grubu kuralım, ordaki arkadaşlarımız görür bizi desteklerler. İşe de yaradı aslında. Bazıları sırf bizi desteklemek için Friendfeed hesabı açtı. Eminiz ki çok beğenecekler ve Friendfeed'te kalmaya devam edecekler. ^^

En sonunda bu blog fikri çıktı ortaya. Dedik ki hem çoook eğlendiğimiz şu yarışma sürecini anlatalım, olur da kazanırsak Akka Hotel'i burada anlatmaya devam edelim. Hem öğrendik wireless da varmış. Belli ki internetsiz yaşayamıyoruz (:

Destekleriniz için link. ^^